Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Resulullah (sav)'ın gece duası

Resulullah (sav)'ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: "Allahım! Senden, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kamil iman, dışıma amel-i salih, amellerime temizlik ve ihlas verir, rızana uygun istikameti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lütfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun. Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın, öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.

Şükür duası

(Allahümme mâ esbaha [mâ emsâ] bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerike leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükür) Manası: Ya Rabbi, bana ve diğer yarattıklarına verdiğin maddi ve manevi nimetlerin sabaha [akşama] kadar bizim yanımızda kalması yalnız Sendendir. Senin ortağın yoktur. Sana hamd ve şükrediyoruz. Bu duayı her sabah ve her akşam bir kere okumalı. Akşam okurken (mâ esbaha) yerine (mâ emsâ) diyerek, hepsini aynen okumalıdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bu duayı gündüz okuyan, o günün şükrünü yapmış olur. Gece okuyunca, o gecenin şükrünü ifâ etmiş olur.) Abdestli okumak şart değildir.

El-Hakem (c.c)

El-Hakem (c.c) Allah Teâlâ’nın Hakem ism-i şerifi, “hüküm vermesi, irade ettiği şekilde yaratması” manasına gelir. Gerçek ve tam manasıyla hükmeden O’dur. Onun verdiği hükmü kimse bozamaz, “Niçin böyle hüküm verdin diye?” kimse O’na soramaz. Allah Teâlâ tarafından takdir edilip belirli bir ölçü verilmiş hadiseler ne bir zerre ileri gider, ne de geri kalır. O nasıl takdir ve tayin etmiş ise öyle olur. Her şeyi belirli bir ölçüdedir.

Üç Öğüt

Üç Öğüt İmam Cafer-i Sadık [rahmetullahi aleyh] şöyle nasihat ediyor: Allah sana bir nimet verdiğinde kalıcı olmasını istiyorsan Allah’a çokça şükret. Rızkının sana yavaş ulaştığını gördüğünde, rızık hususunda sıkıntı çektiğinde çokça istiğfar, tövbe et. Başına sultandan veya başkasından sıkıntılı bir şey geldiğinde “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah/Güç ve kuvvet ancak Allah’ın yardımı iledir” sözünü çokça söyle. Muhakkak ki bu söz kurtuluş anahtarı ve cennet hazinelerinden bir hazinedir.

Benzer musibete uğramamak için dua

Hz. Ömer bin Hattâb (Radıyallahu Anh)’dan rivayet ile Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Her kim musibete uğramış birisini görürde: ‘El-Hamdü lillahillezi âfânî mimmebtelâke bihi ve feddalanî alâ kesîrın mimmen haleka tafdîlâ.  (Mealen: Seni Müptela kıldığı şeyden bana afiyet veren ve yarattığı çok kimseler üzerine beni üstün kılan Allah’a hamd olsun.)’ derse, yaşadığı sürece o bela ona dokunmaz.“(1) Bir rivayette ise: “O dert ne olursa olsun, (o dua) mutlaka onu ondan muhafaza eder.” buyrulmuştur.

Resulullahın İlk cuma Hutbesi

Resulullahın İlk cuma Hutbesi  Hazret-i Peygamber (s.a.v.), Kubâ’dan Medîne’ye giderken Benî Sâlim yurdunda ilk Cuma namazını kıldığı zaman şu hutbeyi îrad buyurmuşlardır. İslâmda ilk Cuma hutbesi budur.         Peygamber Efendimiz evvelâ Allah’u Teâlâ’ya hamd ü senâdan sonra şöyle buyurmuşlardır:       “Ey mü’minler, ölmezden evvel Allah’a tevbe ediniz. Bir mânî’ sizi işgâl etmezken sâlih ameller işleyerek Allah’a yakınlaşınız. Biliniz ki, Allah şu günde, şu bulunduğum makamda Cumâ namazını üzerinize farz kılmıştır. Onu inkâr etmek ve hakkını istihfâf eylemek sûretiyle terk eyleyen kimsenin Allah iki yakasını bir araya getirmesin ve işlerini itmâm etmesin. Tabiî kendileri için âdil veya zâlim bir imam bulunupta Cumâ kılmak imkânı varsa, bilmiş olunuz ki, o kimsenin başka namazı yoktur. Tevbe edenler müstesnâdır. Çünkü her kim tevbe ederse, Cenâb-ı Hak onun tevbesini kabûl eder.       “Ey nâs, sağlığınızda Âhiretiniz için t...